Burdur Veteriner Hekimleri Odası Başkanı: Üreticilere verilebilecek en büyük destek hayvan ve hayvansal ürün ithalat baskısından kurtarmak olmalıdır

Posted by

MUHAMMET FATİH BAŞCI

(BURDUR) -Burdur Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Kazım Üstüner, “Çözüm ithalat degˆil üretim demis¸tik. Üreticilerimize verilebilecek en büyük destek hayvan ve hayvansal ürün ithalat baskısından kurtarmak olmalıdır demis¸tik. Bakandan bakana degˆis¸en tarım hayvancılık politikalarıyla bir yere varılamaz. Bir taraftan kuraklıgˆın digˆer taraftan tarım hayvancılıkta yanlıs¸ uygulamaların yanlıs¸ faturası ile kars¸ı kars¸ıyayız. Köylerimiz bos¸alıyor, tarlalarını satan satana, kimin aldıgˆı belli degˆil” dedi.

Burdur Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Kazım Üstüner, Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, Burdur Ticaret Borsası Başkanı Ömer Faruk Gündüzalp ile basın toplantısı düzenledi.

“SURİYE VE AFGANLILAR OLMASA TARIM VE HAYVANCILIKTA ÇALIŞACAK NÜFUS KALMADI”

Kazım Üstüner, açıklamasında şunları söyledi:

“Elden gelen ögˆün olmaz. Çözüm ithalat degˆil üretim demis¸tik. Üreticilerimize verilebilecek en büyük destek hayvan ve hayvansal ürün ithalat baskısından kurtarmak olmalıdır demis¸tik. Bakandan bakana degˆis¸en tarım hayvancılık politikalarıyla bir yere varılamaz, ülkemiz gıda açısından da bagˆımlı hale geliyor tespitini yapmıs¸tık. Üretici hakları savunulmadan tüketici hakları savunulamaz vurgusunu yapmıs¸tık. Kes¸ke yanılsaydık. Bir taraftan kuraklıgˆın digˆer taraftan tarım hayvancılıkta yanlıs¸ uygulamaların yanlıs¸ faturası ile kars¸ı kars¸ıyayız. Köylerimiz bos¸alıyor, tarlalarını satan satana kimin aldıgˆı belli degˆil. Kim 5 lira fazla verirse toprak onun oluyor. Bugün için Burdur’da 10 binlerce dönüm toprak el degˆis¸tirdi. Satan belli ama alanın arkasında kim var bilen yok. Daha önemlisi üretim kültürü bitiyor. Kırsalda yas¸ayan nüfusun gençleri s¸ehire, yas¸lılar öbür dünyaya göçüyor. Yas¸ ortalaması 60’a yaklas¸tı. Suriye ve Afganlılar olmasa neredeyse tarım hayvancılıkta çalıs¸acak nüfus kalmadı. 1 kilo kıymanın fiyatı 560-600 TL’yi geçti. Halkımız et almakta hayvansal proteine ulas¸makta büyük zorluk çekiyor.

“KESTİRECEK YETERLİ BESİ HAYVANI BULAMIYORUZ”

3-4 yıl önce üreticimizin hayvanını kestirecek mezbaha bulmakta sıkıntı çekiyordu. O dönemin tarım bakanından yardım istemis¸tik Burdur ziyaretinde. S¸imdi yeterli besi hayvanı bulamıyoruz kestirecek. O kadar oransız ve ayarsız et ithalatı yapıldı ki o günlerde elimizde 50 bin ton dondurulmuş¸ ithal eti 25 TL’den I·ran’a satmak istedik. I·ran 20 TL verince elimizde kaldı. Bozulmaya yüz tutan 50 bin ton eti I·stanbul ağırlıklı tükettik. 50 bin ton et deyince 1974 yılında Erzurum et balık kombinasından Rusya’ya ihraç edilen 50 bin ton koyun eti akla geliyor. Dolayısıyla 1974 nere 2024 nere. Nereden nereye gelmişiz diyesi geliyor. Ama umutsuz değiliz. Biz veteriner hekimler olarak dertlere derman sorunlara çözüm bulma noktasında katkı vermeye devam edeceğiz. Yanlışları da dile getirmek boynumuzun borcu.”

“TARİHİMİZDE MESLEK BÜYÜKLERİMİZİN SÖYLEDİKLERİNE BAKTIĞIMIZDA BİZİ UYARMIŞLAR”

Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, ise şöyle konuştu:

“Biz hep verimlilik diyoruz. Verimlilik deyince de şunu anlamışız, en yüksek verimli inek ırkını buraya getirelim, onu bu şartlara uygun bir hale getirince en yüksek verimi alacağımızı düşünmüşüz. Soya demişiz sanki soya olmadan biz hayvan beslemeyecekmişiz gibi bir kanıya kapılmışız, onu dayatmışlar bize. Aslında tarihimize baktığımızda özellikle veteriner hekimler bununla ilgili uyarılarda bulunmuşlar. Bizim burada yüzyıllardır yaptığımız üretime, dışarıdan kayıtsız şartsız sadece oradaki şartlara ve verimliliğe göre hesaplayıp, buraya bazı ürünleri, bazı canlıları getirirseniz aynı verimi alamazsınız sağlık açısından da ileride problem yaşarsınız demiş meslektaşlarımız, büyüklerimiz.

“DÜNYANIN SORUNLARI BİZE BİR ŞEYLER DAYATIYOR”

Biz istemesek de bu toplum istemese de ya da farkında olmasak da dünyanın sorunları bizi bir yere götürüyor, bir şeyler dayatıyor. Bazı meslekleri dayatıyor. O mesleklere artık önem vermek gerekiyor ve bunlardan en önemlisi veteriner hekimliktir. Bugün gıda kıtlığı, gelecekle ilgili antibiyotik dirençliği ve benzeri sorunları alt alta dizdiğinizde ilk 10 soru içerisinde bizim mesleğimizin ilgili olmadığı neredeyse bir sorun yok. Dolayısıyla çözüm noktasında da veteriner hekimliğin bu ülkede de yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Eğitimi, istihdamı, bilimsel niteliği, üniversiteye girerken öğrencilerin niteliği ile çok ayrı bir yere koymak lazım. Çünkü bu mesleğin yaygın etkileri var. Şöyle bir örnek vereyim, cümlelerimi de dikkatli kullanmak istiyorum. Mühendis bir teknik hata yaptığı zaman belki o cihazla ilgili bir konu ama o teknik hata bir uçakta yapılıyorsa yaygın etkisi vardır. Veteriner hekimin yaptığı bir hata, veteriner hekimin yeterli olmadığı, veteriner hekimin nitelikli olmadığı bir noktada da örneğin salgınlar oluşuyor. Eğer siz veteriner hekimleri yeterli miktarda donatmazsanız, onunla ilgili altyapı ve imkanları sağlamazsanız, hayvancılığınız bitiyor. Toplum sağlığı zora giriyor. Dolayısıyla bizim gerek devlet içerisindeki Bakanlık içindeki yapılanma, gerekse taşrada en ücra köşedeki veteriner hekimlerin birbiri ile iletişim halinde dinamik hareket edebileceği bir yapı mutlaka bu ülkede gereklidir.”

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir